Eski ABD Başkanı Donald Trump, Kafkasya'da barış sağlamak amacıyla Azerbaycan ve Ermenistan arasında tarihi bir anlaşmanın yapılmasına öncülük etti. Bu gelişme, bölgedeki istikrarı artırmakla kalmayıp, aynı zamanda uluslararası ilişkilerde büyük yankı buldu. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki uzun süredir devam eden gerilim, bu anlaşmayla birlikte önemli bir dönüşüm yaşayabilir. Peki, Trump'ın aradığı barışı getiren bu anlaşmanın ardındaki dinamikler neler? Ve bu anlaşma, sadece iki ülkeyi değil, bütün bir bölgeyi nasıl etkileyecek?
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki gerilim, Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte daha da derinleşmişti. Dağlık Karabağ bölgesi üzerindeki tartışmalı hak iddiaları, iki ülkenin sık sık askeri çatışmalara girmesine neden oldu. Bu bağlamda, Trump yönetiminin arabuluculuğu, her iki taraf için de yeni bir umut ışığı oldu. Trump, üst düzey diplomatların desteğiyle, tarafları masaya oturtmayı başardı. Anlaşmanın imzalanmasının ardından, birçok uzman, bu gelişmenin sadece iki ülke arasındaki ilişkilere değil, Kafkasya'nın genel istikrarına da olumlu katkıda bulunacağını düşünüyor.
Yapılan anlaşmaya göre, her iki ülke arasında kalıcı bir ateşkes sağlanacak ve sınır güvenliği güçlendirilecek. Ayrıca, mültecilerin geri dönüşü ve kayıpların tazmini ile ilgili detaylı bir plan hazırlanacak. Bu anlaşma, bölgede insan hakları ve sosyal adalet açısından da bir zemin oluşturma hedefi taşıyor. Trump, bu anlaşmanın aslında bölgedeki güç dengesini değiştirebileceğini belirtti. "Azerbaycan ve Ermenistan, yeni bir döneme adım atıyor. Barış içinde bir arada yaşayabilmeleri için bu tür adımlar atılmalı," dedi. Anlaşma, uluslararası kamuoyunda geniş bir yankı bulmuşken, NATO ve Avrupa Birliği gibi gruplar da iki tarafı desteklemeye davet etti.
Özellikle Türkiye'nin bu süreçteki rolü de dikkat çekmektedir. Türkiye, Azerbaycan'ın yanında yer alarak, bölgede etkisini artırmış durumda. Bu durum, Ermenistan için uluslararası diplomasi kapılarının açık kalmasına olanak tanırken, bölgedeki dengeleri yeniden şekillendirme potansiyeline sahip. Trump'ın bu süreçteki rolü, geçmişteki politikalarının bir yansıması olarak şekileniyor; barış, istikrar ve ekonomik kalkınma gibi unsurları önceliklendiren bir stratejiyle hareket ediyor.
Sonuç olarak, Trump’ın öncülüğünde gerçekleşen Azerbaycan-Ermenistan anlaşması, yalnızca iki ülke için değil, tüm Kafkasya için yeni bir başlangıç olma potansiyeli taşıyor. Ancak bu anlaşmanın kalıcılığı, tarafların nasıl bir iş birliği sergileyeceği ve mevcut ilişkileri nasıl geliştirecekleri ile doğrudan bağlantılıdır. Gelecek dönem, bu barış ortamının sürdürülebilir olup olmayacağını gösterecektir. Gelişmeleri yakından takip etmeye devam edeceğiz, zira Kafkasya, uluslararası arenada önemli bir merkez olmaya aday.