Bir gün, sıradan bir sağlık kontrolü için hastaneye giden Bülent Yılmaz, aldığı sonuçlarla adeta sarsıldı. Yıllarca süren bir belirsizlik ve ölü görünme durumu, onun hayatını derinden etkiledi. 7 yıl boyunca resmi kayıtlarda “ölü” olarak görünen Yılmaz'ın hikayesi, sağlık sistemindeki hataların ve bürokratik karmaşanın ne denli yıkıcı olabileceğini gözler önüne seriyor.
Bülent Yılmaz, 2016 yılında sağlık raporu almak için gittiği hastanede karşılaştığı durumla neye uğradığını şaşırdı. Hastane kayıtlarına göre, 2016 yılından itibaren "ölü" olarak görülen Yılmaz, aslında yaşamaktaydı. Gittiği hastane, sağlık durumu için gerekli olan raporu hazırlarken, yanlış bir kayıt nedeniyle ölüm kaydı oluşturulmuştu. Bu durum, Yılmaz'ın hayatında büyük değişikliklere yol açtı. Öncelikle, kimliğiyle ilgili pek çok resmi işlemde zorluk yaşamaya başladı. Banka hesapları, sosyal güvenlik gibi birçok alanda kendini hukuki belirsizliğin içinde buldu.
Yılmaz, bu durumla başa çıkabilmek adına hukuki süreç başlatmaya karar verdi. Dört yıl boyunca, resmi kurumlarla yaptığı yazışmalar ve itirazlar neticesinde herhangi bir sonuç alamadı. Yasal herhangi bir tanım olmadan, resmi kayıtların düzeltilmesi mümkün değildi. Yılmaz, sağlık sorunları ile uğraşırken, bir yandan da bu bürokratik engellerle savaşmaya devam etti. Arkadaşlarından ve ailesinden destek alarak bu süreci aşmayı hedefledi. Uzun bir bekleyişten sonra, ilgili mahkemeye başvuruda bulunarak hayatını değiştirecek bir adım atmış oldu. Nihayet, 2020 yılında mahkeme tarafından, resmi kayıtlardaki hatanın düzeltilmesine karar verildi ve Bülent Yılmaz'ın “ölü” kaydı silindi.
Bu süreçte Yılmaz, sağlık durumunun zayıflamasından dolayı birçok zorlukla karşılaştı. Kendisini sağlıklı hissetmediği dönemlerde dahi, resmi kayıtlarda bekleyen bu hata nedeniyle tedavi olma konusunda sıkıntılar yaşadı. Sağlık sorunları, hayatına başka bir boyut katarken, ölü görünme durumunun verdiği duygusal stres de cabası oldu. Yılmaz, yıllarca resmi belgelerde "ölü" olarak görünmenin neden olduğu sosyal izolasyon, kaygı ve anksiyete sorunlarıyla başa çıkmaya çalıştı.
Sonuç olarak, Bülent Yılmaz'ın yaşadığı bu olay, sadece bir kişinin başına gelen bir trajedi olarak kalmadı; aynı zamanda sağlık sistemi ve bürokrasi arasındaki güçlü bağları da sorgulatır hale geldi. Yılmaz, resmi kayıt hatalarının ve bürokratik engellerin insanların hayatını ne denli olumsuz etkileyebileceğini anlamanızı sağladı. Kendi deneyimleri ışığında, bu tür hataların insan hayatında yarattığı travmalar üzerine biraz daha düşünmemizi sağlıyor; biliyoruz ki yasalar ve sistemler, insanlık hali karşısında bazen yetersiz kalabiliyor.
Bülent Yılmaz, 2023 yılında nihayetinde tüm mücadelelerine sonuç alarak, resmi belgelerdeki kaydının düzeltilmesiyle birlikte hayatına yeni bir başlangıç yapma fırsatı buldu. Artık “ölü” değil, yaşam dolu bir birey olarak yaşama tutunan Yılmaz, başına gelenleri ve bu süreçte yaşadıklarını unutmadan, hayatında yeni bir sayfa açmanın mutluluğunu yaşıyor. Elbette bu olay, sadece kendi hayatındaki dönüşümle sınırlı kalmadı; Yılmaz’ın hikayesi, benzer sorunları olan birçok insan için ilham verici bir örnek haline geldi.
Sonuç itibarıyla, sağlık alanındaki kayıtlardaki yanlışlıkların ve bürokratik engellerin, bireylerin yaşamında yarattığı etkiler üzerine daha fazla konuşmak ve bu sistemde nelerin yanlış gittiğini gözden geçirmek elzem hale geliyor. Bülent Yılmaz gibi insanların yaşadığı deneyimlerin, toplumda farkındalık yaratmasında önemli bir rol oynaması dileğiyle, sağlık sistemindeki bu tür sorunların bir an önce ortadan kaldırılması için toplumda daha fazla ses yükseltilmelidir.