Rusya-Ukrayna savaşında yeni bir dönüm noktasına gelindi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Paskalya dolayısıyla ilan ettiği ateşkes, büyük bir merakla beklenirken kısa bir süre içinde sona erdi. Geçtiğimiz hafta boyunca süren bu ateşkes, sivillere bir nebze olsun rahat nefes aldırmak adına umut ışığı olmuştu. Ancak beklenenin aksine, Rus ordusu, Paskalya'nın ardından Ukrayna'ya yönelik saldırılarına hız kesmeden devam etmeye başladı. Bu durum, savaşın seyrini bir kez daha değiştirebilir ve bölgedeki insani durumu daha da kötüleştirebilir.
Paskalya döneminde ilan edilen ateşkes, hem uluslararası toplumu hem de sivilleri umutlandırmıştı. Geçmişte benzer ateşkes kararları, taraflar arasında kısa sürelik olsa bile bir duraksama sağlıyordu. Ancak bu sefer durum farklı gelişti. Putin, ateşkesin ilanını yaparken, "Savaş gerilimini azaltma ve insanlara huzur verme" amacını öne çıkardı. Ancak pek çok uzman, ateşkesin geçici bir çözüm olacağını ve savaşın yeniden başlayacağından endişe ediyordu. Nihayetinde, Paskalya'dan hemen sonra Rus ordusu, stratejik noktalara yoğun bombardımanlar düzenlemeye başladı. Ukrayna'nın doğu bölgeleri özellikle büyük bir saldırı altında kaldı.
Rusya’nın yeniden başlattığı saldırılar, savaşın seyrini köklü bir şekilde değiştirebilir. Şu an Ukrayna'nın doğusunda artan çatışmalar, yerel halk üzerinde büyük bir korku ve huzursuzluk yaratıyor. Bu durum, savaşın neden olduğu insani krizi daha da derinleştiriyor. BM verilerine göre, devam eden çatışmalar nedeniyle yerinden edilmiş ve zorla göç eden insanların sayısı rekor seviyelere ulaştı. Uluslararası toplum bu duruma kayıtsız kalmazken, birçok ülke Rusya’ya karşı yeni yaptırımlar uygulamak için harekete geçti.
Öte yandan, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Rusya’nın bu saldırılarının uluslararası güvenlik açısından ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirtti. Stoltenberg, “Biz her zaman Ukrayna'nın yanındayız ve müttefiklerimizle birlikte savunma politikalarımızı güçlendireceğiz” dedi. Ayrıca, Avrupa Birliği de Ekonomik yaptırımlarını artırmak için harekete geçeceğini duyurdu. Bu süreçte, Ukrayna'nın Avrupa ile entegrasyonuna yönelik adımların ivme kazanması bekleniyor.
Böyle bir ortamda sivillerin durumu oldukça kritik. Paskalya ateşkesi sırasında süre gelen çatışmalar, birçok insanın geçim kaynaklarını da etkiledi. Gıda, su ve temel ihtiyaç malzemelerinin temininde zorluk çeken halk, uluslararası yardım kuruluşlarına yönelmeye başladı. Ancak, ateşkesin sona ermesiyle birlikte ulaşıma dair riskler de artış gösterdi. Hükümet yetkilileri, sivil hedeflerin korunması için özel güvenlik bantlarının oluşturulması gerektiğini belirtiyor. Ancak bu durum, çatışmaların yoğunluğunu azaltmadığı için pek de uygulanabilir görünmüyor.
Sonuç olarak, Putin'in ilan ettiği Paskalya ateşkesi sadece bir kısa süreliğine yaşanan bir duraksama oldu. Saldırıların yeniden başlaması, hem bölgesel hem de küresel güvenliğe yönelik ciddi bir tehdit oluşturuyor. Uluslararası toplum, bu durum karşısında nasıl bir yol çizileceği konusunda henüz net bir plan oluşturmamışken, insani kriz daha da derinleşmektedir. Özellikle, Paskalya sonrası yaşanan bu gelişmelerin önümüzdeki günlerde nasıl bir seyir izleneceği büyük bir merakla bekleniyor.