Son dönemde yapılan arkeolojik kazılar ve bilimsel araştırmalar, Nuh'un Gemisi'nin izlerinin bulunup bulunmadığına dair merakları yeniden alevlendirdi. Mitolojik hikayelerin ötesinde, bilim dünyası bu konuyu daha ciddiyetle ele almaya başlamış durumda. Peki, gerçekten Nuh'un Gemisi bulundu mu? Bu sorunun yanıtını ararken, hem efsaneleri hem de bilimsel bulguları incelemek gerekiyor.
Nuh'un Gemisi, sadece dini metinlerde değil, birçok kültürde efsaneler arasında yer almaktadır. Nuh'un Tufanı ile bağlantılı olan bu müfredat, insanlık tarihinin en derin sırlarından birini taşımaktadır. Antik kitaplarda geminin bulunduğu yer olarak Tanrı Dağı'nın (Ağrı Dağı) gösterilmesi, birçok araştırmacının burayı incelemesine neden oldu. Son yıllarda yapılan keşifler, bu mitolojik hikayeyi gün yüzüne çıkarmaya yönelik çabaları hızlandırdı.
2010'lu yılların ortalarından itibaren, özellikle de 2019 yılında yapılan bazı araştırmalar Nuh'un Gemisi'nin kalıntılarının bulunduğu iddialarını güçlendirdi. Tarihçiler ve arkeologlar, Türkiye'nin doğusunda yer alan Ağrı Dağı eteklerinde yapılan araştırmalarda büyük bir yapının izlerini bulduklarını öne sürdüler. Radar görüntüleri ve UAV (İnsansız Hava Araçları) kullanımı sayesinde, yer altındaki kalıntılara dair izler tespit edildi. Bu yapının Nuh'un Gemisi olup olmadığı ise hala tartışma konusudur. Bazı bilim insanları, yapılan incelemelere dayalı olarak bu yapıların doğal oluşumlar olduğunu öne sürdüler.
Bir diğer dikkat çekici bulgu ise, gemiye benzer tahta parçalarının bazı arkeolojik alanlarda ortaya çıkmasıdır. Bu bulgular, eski medeniyetlerin yapıları hakkında önemli bilgiler sunmaktadır. Ancak, bu kalıntıların Nuh'un Gemisi'ne ait olduğuna dair yeterli kanıt bulunmadığı belirtilmektedir. Antropologlar, bu tür buluntuların tarihleme yöntemleriyle ilgili belirsizlikler taşıdığını vurgulamaktadır. Ayrıca, bölgedeki iklim koşulları ve yer altı su kaynakları da bu kalıntıların nasıl oluştuğu konusunda önemli faktörler arasında yer alır.
Nuh'un Gemisi'nin keşfi konusu, sadece arkeologların değil, aynı zamanda tarihçilerin ve teologların ilgisini çeken bir alan haline gelmiştir. Her yeni bulgu, yeni tartışmaları ve spekülasyonları beraberinde getirmektedir. Bu nedenle, araştırmaların devam etmesi beklenmektedir. Öte yandan, dünya genelinde birçok kişi bu konunun ruhsal bir boyut taşıdığını ve Nuh'un hikayesinin derin anlamlar barındırdığını savunuyor.
Sonuç olarak, Nuh'un Gemisi'nin gerçekten bulunup bulunmadığı konusundaki tartışmalar sürerken, bilim dünyası ve araştırmacılar bu efsanenin izini sürmekte ısrar ediyor. Yapılan her keşif, yaşadığımız dünyayı daha iyi anlamaya yönelik bir adım olarak değerlendirilmeli. İlerleyen yıllarda yapılacak yeni araştırmalar, belki de bu efsanenin gerçek yüzünü ortaya çıkaracak ve tartışmalara son verecektir. Ancak şu anda, Nuh'un Gemisi hâlâ bir muamma olarak kalmaya devam ediyor.