Son yıllarda kalp hastalıkları, dünya genelinde en yüksek ölüm oranlarına neden olan hastalıklar arasında yer alıyor. Her gün birçok insan kalp krizi geçirirken, bu ciddi sağlık sorununun nedenlerini ve risk faktörlerini anlamak her zamankinden daha önemli hale geliyor. Beslenme profesörü Dr. Ayşe Yılmaz, son günlerde kalp krizlerinin nedenleri konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Dr. Yılmaz’a göre, kalp krizlerinin arkasındaki en büyük suçlu "şeker" olabilir. Bu açıklama, şekerin sağlığımız üzerindeki etkilerini sorgulamanıza sebep olabilir. Kalp krizlerinin şekerden mi yoksa yüksek kolesterolden mi kaynaklandığını anlamak için yapılan araştırmalar, halk sağlığı açısından önemli ipuçları sunuyor.
Dr. Yılmaz, şekerin kalp sağlığı üzerindeki etkilerini birçok araştırmayla destekleyerek anlatıyor. Özellikle rafine şeker tüketiminin, kan basıncını ve trigliserid seviyelerini yükselttiğini belirtiyor. Yüksek trigliserid seviyeleri, kalp hastalıkları riskini artıran ciddi bir faktördür. Şekerin, insülin direncine yol açtığını ve dolayısıyla obeziteye neden olduğunu ifade eden Dr. Yılmaz, obezitenin de kalp hastalıkları için bir diğer risk faktörü olduğunu vurguluyor. Şekerin vücutta yol açtığı bu zincirleme reaksiyonlar, kalp krizine zemin hazırlıyor.
Epidemiyolojik çalışmalara göre, şekerli içecekler ve atıştırmalıkların aşırı tüketimi, kalp hastalıkları ile doğrudan ilişkilendirilmiş durumda. Yani, her gün düzenli olarak şekerli besinler tüketen bireylerin kalp krizi geçirme olasılıkları, bu besinleri tüketmeyenlere göre çok daha yüksek. Dr. Yılmaz, bu noktada şekerin kalp sağlığına olan olumsuz etkilerini göz ardı etmemek gerektiğinin altını çiziyor. Şekerin bağımlılık yapıcı özellikleri de, fazla tüketimi dolayısıyla kalp sağlığını tehdit eden bir diğer faktör olarak öne çıkıyor. Dolayısıyla, şekerli gıdaları beslenme alışkanlıklarından çıkarmak, kalp dostu bir yaşam için atılacak önemli bir adım olarak karşımıza çıkıyor.
Birçok kişi, yüksek kolesterol seviyelerini kalp krizlerinin başlıca nedeni olarak görmekte. Ancak Dr. Yılmaz, yüksek kolesterolün spike yaptığını ve birçok durumda sadece diyetin bir sonucu olduğunu belirtiyor. “Yüksek kolesterol, kalp hastalıkları ile bağlantılıdır, ancak asıl etken, bu kolesterolün vücutta nasıl biriktiği ve vücut tarafından nasıl işlendiğidir,” diyor. Şeker, daha fazla kolesterol üretimi ve inflamasyona da yol açarak dolaylı yoldan kalp sağlığını tehdit ediyor.
Sonuç olarak, Dr. Yılmaz, kalp sağlığını korumak için tüketilen gıdalara dikkat edilmesi gerektiğini ifade ediyor. Şekerin vücutta yarattığı olumsuz etkileri göz önünde bulundurursak, kalp damar hastalıkları ve kalp krizlerinin önlenmesi için sağlıklı ve dengeli bir beslenme tarzının benimsenmesi kaçınılmaz görünüyor. Yağsız proteinler, taze meyve ve sebzeler, tam tahıllar ve sağlıklı yağlar içeren bir beslenme düzeni, kalp sağlığını korumak için en ideal yöntemlerden birisidir.
Beslenme uzmanlarının ve kardiyologların görüşü, şekerin fazla tüketiminin kalp krizleri üzerinde yarattığı tehdidin göz ardı edilemeyecek kadar önemli olduğunu gösteriyor. Unutulmamalıdır ki, sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyerek ve şekerin zararlarını azaltarak, kalp sağlığınızı büyük ölçüde koruma altına alabilirsiniz.