Hindistan, uzun süredir beklediği ABD'nin F-35 savaş jetleri teklifini aniden reddetti. Bu karar, dünya genelinde büyük yankı uyandırırken, Hindistan'ın askeri stratejisi ile ilgili önemli ipuçları sunuyor. Peki, New Delhi'nin bu radikal kararının arkasında ne yatıyor? İşte detaylar.
ABD, 2023 yılı itibarıyla Hindistan’a F-35 savaş uçaklarını satma teklifinde bulunmuştu. Bu jetler, modern savaş teknolojisi ve gelişmiş özellikleri ile dikkat çekiyor. Ancak Hindistan, uzun bir değerlendirme sürecinin ardından bu teklifi geri çevirdi. Bir dizi faktör, Hindistan’ın bu kararı almasında etkili oldu. Önemli olan, Hindistan’ın savunma stratejilerini kendi ulusal çıkarları doğrultusunda şekillendirmesi ve bu süreçte bağımsız bir savunma sanayisi oluşturma hedefi.
Hindistan, filosunu modernize ederken yerli üretimi desteklemeye ve yabancı bağımlılığını azaltmaya yönelik adımlar atıyor. Bu bağlamda, Hindistan’ın kendi savaş jetleri olan HAL Tejas ve AMCA (Advanced Medium Combat Aircraft) gibi projelere yönelmesi, F-35 gibi dışa bağımlı sistemlerin reddedilmesindeki en önemli etkenlerden biri olarak öne çıkıyor.
Bunun yanı sıra, Hindistan’ın uluslararası ilişkilerindeki dinamikler de bu kararın arkasındaki nedenler arasında yer alıyor. Askeri işbirlikleri ve savunma anlaşmaları açısından Hindistan, Rusya ile uzun bir askeri geçmişe sahip. Ayrıca, Rus yapımı S-400 hava savunma sisteminin satın alınması, Hindistan'ın ABD ile dengeler kurmaya çalıştığını gösteriyor. F-35 teklifinin reddi, Hindistan’ın askeri bağımsızlığını koruma çabalarının bir uzantısı olarak değerlendiriliyor.
Hindistan’ın kararının bir diğer önemli boyutu da bölgesel güvenlik kaygıları ve stratejik ortaklıklar. Hindistan, bölgedeki her iki müttefiki olan Rusya ve ABD ile dengeli bir ilişki kurarak, Çin gibi büyük güçlere karşı stratejik bir avantaj sağlamayı hedefliyor. Dolayısıyla, F-35’lerin Hindistan'a katılımı, bu bağımlılığı artıracak ve stratejik otonomi riskini doğuracaktı.
Sonuç olarak, Hindistan’ın ABD’nin F-35 jet teklifini reddetmesi, hem askeri hem de diplomatik boyutları olan karmaşık bir süreçtir. Gelecekte, Hindistan’ın kendi yerli savunma projelerine daha fazla yatırım yapma isteği, dışa bağımlılığı azaltma çabası ile birleşiyor. Bu durum, Hindistan’ın savunma sanayisini güçlendirmesine ve uzun vadede bağımsız bir askeri güç olma hedefini desteklemesine yardımcı olabilir. Hindistan’ın bu stratejik kararları, bölgesel ve küresel savunma politikalarını da derinden etkileyecektir.