Geleneksel mesleklerin modern zamanlarla birlikte azaldığı günümüzde, geçmişe ait mirası yaşatmaya çalışan birkaç ustadan biri olan Mehmet Usta, 60 yıldır dede yadigarı işini büyük bir özveriyle sürdürüyor. Kültürel mirasın derinliklerinde kaybolmaya yüz tutmuş zanaatları yaşatmanın önemini vurgulayan Mehmet Usta, aynı zamanda bu özel mesleği gelecek nesillere aktarabilmenin peşinde. Hemen her gün dükkanını ziyaret eden müşterileriyle birlikte nostaljik bir atmosferde gözle görülür bir gelenek yaratıyor.
Mehmet Usta'nın mesleği, babası ve dedesi üzerinden gelen bir zanaat. Aile büyüklerinden öğrendiği bilgiler ve yeteneklerle, iş yaşamına atıldığı gençlik döneminde bu sanatı bir yaşam biçimi haline getirdi. "Dedem bu işin en iyi ustalarından biriydi," diyor Usta, anılarını paylaşarak. "Onun bana öğrettiklerini, yaptığım her işte hissediyorum. Bu sadece bir meslek değil, bir yaşam tarzı." Eskiden daha fazla ilgi gören bu zanaat, günümüzde azalan talep nedeniyle zorlansada, Mehmet Usta'nın tutkulu çalışmalarıyla yeniden bir değer kazanıyor.
Bilinçli bir şekilde sadece kazanç odaklı değil, aynı zamanda sanata ve el emeğine değer veren bir anlayışla çalıştığını belirten Mehmet Usta, işindeki incelikleri ve detayları büyük bir titizlikle sürdürüyor. Dükkanında herkesin tepkisini çeken, göz alıcı el yapımı ürünler dikkat çekiyor. "Öncelikle kalite. El emeği hiçbir şeye değişilmez," diyen Usta, bu anlayışla hem mesleğini icra ediyor hem de gelecek nesillere ilham veriyor. Sosyal medya ve yerel etkinliklerde katılım göstererek, gençlerin bu mesleğe olan ilgisini artırmaya yönelik projelerde yer alıyor.
Mehmet Usta'nın dükkanı sadece bir iş yeri değil, aynı zamanda geçmiş ve geleceği bir araya getiren bir buluşma noktası. Çocuklar ve gençler için zanaatı tanıtıcı atölyeler düzenleyen Usta, genç neslin meslekten uzaklaşmasına da karşı çıkmış oluyor. Onlara, bu geleneksel mesleğin ne kadar değerli olduğunu anlatmaya çalışıyor. "El işçiliğinin yerini makineler almakla kalmadı, aynı zamanda bu sürecin getirdiği estetik ve tasarım anlayışı da kayboldu," diyor. İşini bu kadar sevmeye ve yaşatmaya çabalayarak, sadece kendi mesleğini değil, zanaatsal kültürü de korumaya kararlı olan Mehmet Usta, bu sayede birçok gence ilham kaynağı oluyor.
Geleneksel mesleklerin sayısının giderek azaldığı bir ortamda, Mehmet Usta gibi ustaların varlığı, toplumsal ve kültürel değerlerin korunmasına önemli katkılarda bulunuyor. Onun hikayesi, sadece bir meslek değil, aynı zamanda geçmişin, kültürel mirasın ve insan emeğinin önemini hatırlatıyor. Zor şartlar altında bile dimdik ayakta durarak, çok değerli bir misyonu yerine getiriyor. Bu nedenle, Mehmet Usta'nın dükkanına yapılan ziyaretler çok önem taşıyor; çünkü burası sadece bir dükkan değil, geçmişin izlerini ve geleceğin umutlarını buluşturan özel bir mekân haline geldi.
Sonuç olarak, Mehmet Usta'nın 60 yıllık ustalığı, önümüzdeki yıllarda gözler önünde bir hikaye olarak kalmaya devam edecek. Onun çabasıyla birlikte geleneksel mesleklerin önemi bir kez daha gözler önüne seriliyor. Böylelikle, dede yadigarı bu zanaat bir nesil daha devam edecek gibi görünüyor. Tuğra gibi yok olmayan mesleklerin, yaşadığı coğrafyada varlığını sürdürebilmesi için desteklenmesi gereken bir alan haline geldiğini anlamak gerekiyor. Mehmet Usta'nın hikayesi sadece bir bireyin hikayesi değil, aynı zamanda kültürel bir değerler sisteminin korunması için bir başkaldırı niteliğinde.