Çanakkale, 2023 yazının sonlarına yaklaşırken yaşanan bir göçmen faciasıyla sarsıldı. Denizlerde meydana gelen trajik olay, 9 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlandı. Bu acı olay, Türkiye’nin göçmen krizine olan bakış açısını bir kez daha gündeme taşıdı. Göçmenlerin Avrupa’ya ulaşma hayalleri, çoğu zaman hayatta kalma mücadelesine dönüşüyor. Çanakkale’deki bu facia, denizlerden umutla yola çıkanların karşılaştığı tehlikelerin boyutunu gözler önüne seriyor.
Olay, akşam saatlerinde Çanakkale'nin kuvvetli dalgalarının etkisiyle uyandı. Göçmenleri taşıyan küçük bir bot, henüz bilinmeyen bir sebeple alabora oldu. Anında çevrede bulunan diğer denizcilerin ve sahil güvenlik ekiplerinin müdahalesi sonucunda, 9 kişinin cansız bedenine ulaşıldı. Facianın ardından yapılan açıklamalarda, bu kişilerin çoğunun Suriye kökenli olduğu belirtildi. Göçmenlerin yaşadığı zorluklar ve kaçış hikayeleri, Türkiye'nin doğu ve güneydoğu bölgelerinde yaşanan iç karışıklıklar ve savaşlar sayesinde daha da dramatik bir hale geliyor. Özellikle savaşın etkisiyle ailelerini geride bırakan bu insanlardan bazıları, huzur ve güvenlik arayışı içindeydiler. Ancak, denizlerdeki tehlikeler ve insan kaçakçılığının getirdiği riskler, hayatta kalmak için bir yolculuğa çıkan bu insanların kaderini değiştirdi.
Olay sonrası Gümrük ve Göç İdaresi, konuyla ilgili bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, "Ülkemizin kıyılarından yapılan göçmen kaçakçılığı, uluslararası bir sorun haline gelmiştir. Bu tür olaylar, göçmenlerin güvenli bir kabul merkezine ulaşmasını sağlayacak önlemler alınmadığı sürece devam edecektir" denildi. Ayrıca, Türkiye'nin bu konuda uluslararası toplum ve insan hakları örgütleri ile işbirliği yaptığına dikkat çekildi. Ancak, yerel halk ve göçmenlerin yaşadığı sorunlar, çoğu zaman devlet politikalarının gerisinde kalıyor.
Çanakkale'deki bu acı olay, ulusal ve uluslararası kamuoyunun odağı haline geldi. Birçok insan hakları aktivisti ve sivil toplum kuruluşları, göçmenlerin güvenli bir şekilde seyahat etmelerini sağlamak için daha fazla bilinçlenme çağrısında bulundu. Göçmen krizinin çözüme kavuşabilmesi için tüm dünya ülkelerinin işbirliğine ihtiyaç olduğu vurgulandı. Olay, Çanakkale kıyılarında yeni düzenlemelerin ve önlemlerin alınması gerekliliğini bir kez daha ortaya koydu.
Bu facia, yalnızca bir sayı değil; kaybolan her yaşam, ardında bıraktığı aileler ve sevdikleri için derin bir acı bırakıyor. Göçmenlerin öldüğü bu denizler, muazzam bir umut ve yaşam isteğiyle dolu olan hikayeleri somutlaştırıyor. Göçmen trajedilerinin önlenmesi için, dikkatlerin bu yöne odaklanması hayati önem taşıyor. Göçmenlerin yaşam haklarının korunması ve onların güvenli bir şekilde sağlık hizmetlerine ulaşması için çözüm önerileri üretilmesi gerekmekte. Bütün bunların yanı sıra, toplumda göçmenlere karşı daha duyarlı ve anlayışlı bir yaklaşım benimsenmesi, bu insanların insani koşullar altında yaşama şanslarını artırabilir.
Facianın unutulmaması ve benzer olayların önlenebilmesi için, herkese düşen görevler bulunmaktadır. Medya aracılığıyla bilgi ve farkındalık oluşturarak toplumu bilinçlendirme mücadelesi, bu konuda önemli bir adım olacaktır. Çanakkale’deki bu olay, sadece yerel bir dram değil; aynı zamanda insanlığın geçirdiği en büyük sınavlardan biri. Eğer bu facianın getirdiği dersler anlaşılmazsa, insanlık tarihi bir daha böyle acılarla karşılaşma riskini göze almak zorunda kalabilir.
Sonuç olarak, Çanakkale’de yaşanan göçmen faciası hepimizi derin bir üzüntüyle sarsmış durumda. Kurbanların aileleri için de adalet ve güvenlik talep etmek, insanlık adına atılacak önemli bir adımdır. Umut ediyoruz ki, bu kayıplar; göçmenlerin hayatlarının kıymetini daha iyi anlamamıza ve onları koruma konusunda toplumsal bir seferberlik başlatmamıza vesile olur. Hayatını kaybeden 9 can, başka hayatların kurtulmasına aracı olsun.