Almanya, Avrupa’nın kalbinde yer alan güçlü bir ülke olarak, tarih boyunca askeri gücü ile tanınmıştır. Ancak son yıllarda artan uluslararası krizler ve jeopolitik gerilimler, Alman ordusunun savaş hazırlıklarının yetersiz olduğu yönündeki eleştirileri gündeme getirmiştir. Almanya’nın dış politikasında ve savunma stratejilerinde önemli değişikliklerin zamanlaması, uluslararası arenada pek çok sorunun doğmasına sebep olmuştur. Özellikle Putin’in Ukrayna’ya yönelik saldırıları ve Doğu Avrupa’daki gerilimler, Almanya’nın askeri gücünü yeniden gözden geçirmesine yol açmıştır.
Alman ordusu, NATO’nun önemli bir parçası olarak, müttefik ülkelerle iş birliği yapmaktadır. Ancak son yıllarda gerçekleştirilen askeri harcamalar ve orduya ayrılan bütçelerdeki kısıtlamalar, ordunun modernizasyonunu ve etkinliğini etkileyen faktörler arasında yer almaktadır. Almanya, ordusunu yenilemek için birçok kez yeni projeler başlatmasına rağmen, bu projelerin çoğu ya zamanında tamamlanmadı ya da hayata geçirilemedi. Almanya'nın askeri bütçesinin artırılması yönündeki taleplere rağmen, hükümetin bu konudaki tutumu, ülkenin güvenlik politikaları üzerinde olumsuz bir etki bırakmaktadır.
2022’de yaşanan Ukrayna krizi, Almanya’nın ordusunu gözden geçirmek için bir katalizör işlevi gördü. Ancak, NATO taahhütlerini yerine getiremeyen bir ordu görüntüsü, birçok ülkede endişe yarattı. Almanya, mevcut askeri yapısını güncellemek için mekânsal ve maddi kaynaklarını artırması gerektiği gerçeği ile yüzleşmektedir. Şu anda Alman ordusunun sadece bir kısmı etkin bir şekilde savaşmaya hazır konumda. Eğitim eksiklikleri, malzeme tedarikindeki yetersizlikler ve altyapı sorunları, ordunun operatif kapasitesini sınırlayan unsurlar arasında sayılabilir.
Almanya’nın savunma politikalarını yeniden şekillendirmesi için bir dizi adım atması gerekmektedir. Öncelikle, askeri harcamaların artırılması kaçınılmazdır. Altyapı yatırımları, ordunun modernizasyon sürecini hızlandıracak temel unsurlardandır. Ayrıca, askeri eğitim programlarının iyileştirilmesi, mevcut personelin etkinliğini artırmak adına kritik önem taşımaktadır. Hareket kabiliyeti ve hız açısından düşmanla başa çıkabilecek bir ordunun oluşturulması, global güvenlik dengesinin sağlanması açısından gereklidir.
Bunun yanı sıra, uluslararası iş birliği de ön plana çıkmaktadır. Almanya, diğer NATO ülkeleri ile yakın iş birliği içinde olmalı, ortak tatbikatlar, eğitimler ve stratejik planlamalar gerçekleştirerek askeri yükümlülüklerini yerine getirmelidir. Bu bağlamda, Avrupa savunma iş birliğinin güçlendirilmesi, Almanya’nın askeri kapasitesine katma değer sağlayacaktır. Sadece kendi sınırlarını değil, aynı zamanda müttefik ülkelerin güvenliğini de sağlamak üzere adımlar atılması zorunludur.
Sonuç olarak, Almanya’nın savaşa hazır durumda olmadığı gerçeği, ülkenin ulusal güvenliğine dair büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Savunma harcamalarının artırılması, uluslararası iş birliği ve stratejik planlama; Alman ordusunun güçlendirilmesi ve gelecekteki potansiyel tehditlere karşı koyma kabiliyetini artırmak için kritik öneme sahiptir. Jeopolitik gerilimlerin artması ile birlikte, Almanya’nın hazırlık seviyesini yükseltmesi gereken acil bir durumda olduğu aşikardır. Zira güvenlik, sadece askeri güçle değil, aynı zamanda diplomatik ve ekonomik stratejilerle de sağlanmalıdır. Almanya, uluslararası barışın korunmasında aktif bir rol oynayabilmesi için acilen bu meseleleri ele almalıdır.